![](https://tarihbilgileri.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/toplum.jpg)
Şapka İnkılabı ve Kıyafette Yapılan Düzenlemeler
Osmanlı devleti çok uluslu bir yapıya sahip olduğu için toplumun giyimi çeşitlilik göstermiştir. Sadece Sultan II. Mahmut; ordu ve devlet memurlarına Batı tarzı kıyafet ve başlık olarak fes giyme zorunluluğu getirmiştir. Fakat bu düzenleme toplumun geneline yayılamamıştır.
Cumhuriyet döneminde ise Atatürk, Türk milletinin çağdaş dünyanın parçası olabilmesi için bütün dünyada giyilen ve kabul edilmiş kıyafetlerin kullanılması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenle halkın yeni kıyafetler giyme düşüncesine alıştırılması amacıyla çalışmalar başlatmıştır. Örneğin; 1925 yılından itibaren orduda kasket ve kep kullanılmaya başlanmıştır.
Şapka ve kıyafetteki en büyük adım; 24 Ağustos 1925’te Atatürk’ün Kastamonu’ya yaptığı gezide atılmış, Atatürk bu geziye şapka takarak gitmiştir ve konuşmasını da bu yönde yapmıştır. Bu gelişmenin ardından TBMM’de 25 Kasım 1925’te şapka giyilmesi hakkındaki kanun kabul edilmiştir. Aynı zamanda eski döneme ait cübbe, sarık gibi kıyafetlerin din adamları dışında kullanılması kanunla yasaklanmıştır.
3 Aralık 1934’de çıkarılan Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun ile dini kıyafetlerin din adamları tarafından yalnızca ibadethanelerde kullanılabilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Hükümetin her din ve mezhepten uygun göreceği yalnız bir din görevlisine ibadethane ve ibadet dışında dini kıyafetini taşıyabilmek için geçici izinler verebileceği de yasa ile belirlendi.
Türk inkılabı kadın kıyafetleri konusunda yasal bir düzenleme getirmemiştir. Kadınların kıyafet konusunda çağdaş dünyaya uyumlu hale gelmeleri kendi doğal sürecine bırakılmıştır. Laiklik ilkesi çerçevesinde yapılan şapka, kılık ve kıyafet düzenlemeleriyle hem toplumda laiklik anlayışı güçlendirilmiş hem de kıyafette birlik sağlanarak Atatürkçülük’ün halkçılık ilkesi doğrultusunda sosyal eşitlik sağlanmıştır.